Hamsi: Parçalar birleşiyor

Hamsi bizim için kış balığıdır. Havalar soÄŸumaya baÅŸlayınca tezgahlarda bol olarak görünmeye baÅŸlar. 1900’lü yılların başında Istanbul balıkhane müdürlüÄŸü yapan Deveciyan yayınlandığı “Balık ve Balıkçılık“ adlı eserinde hamsinin 28 Kasım’da Karadeniz’den akın halinde geldiÄŸinden ve akının Mart’a kadar devam ettiÄŸinden; Mart ve Nisan aylarında da Marmara Denizi’nde yumurtladıktan sonra Mayıs ayında Karadeniz’e geri döndüÄŸünder bahseder. Her ne kadar Karadeniz hamsisinin yumurta atmak için Marmara Denizi’ne girmesi pek doÄŸru olmasa da ilginç olan verilen tarihtir. Bu tarih enstitümüzün 1989-1994 yılları arasında Karadeniz’de gerçekleÅŸtirdiÄŸi ilk akustik çalışma sonucunda belirlediÄŸi ve hamsinin kışlama göçünü tamamlayıp kışlama alanına yerleÅŸtiÄŸi tarih ile uyuÅŸmaktadır. O dönemde yapılan çalışmalarda hamsinin kıyılarımızda Ekim sonlarında görünmeye baÅŸladığı, gelen hamsinin giderek artarak Kasım ortasında doruk noktasına ulaÅŸtığı, daha sonra avlanarak bitirildiÄŸi gözlenmiÅŸti. Biz de yapmakta olduÄŸumuz bu ilk seferimizi, eldeki verileri dikkate alarak, Kasım’ın ikinci yarısı baÅŸlamak üzere planladık.

Yandaki grafik Karadeniz yüzey sıcaklıklarını gösteren haritalardır. Mavi ton soÄŸuk alanları; kırmızı ton sıcak alanları göstermektedir. Harita üzerindeki siyah çizgi ile gösterilen hat hamsinin düÅŸük sıcaklık toleransıdır.

Hamsi sonbaharda, kuzeyde sıcaklığın 15°C’nin altına düÅŸmesiyle birlikte, kışlama alanı olan Anadolu kıyılarına doÄŸru kış göçüne baÅŸlar. Bu yıl Ekim başında kuzeyde ani sıcaklık düÅŸmesinin sonucu suların erken soÄŸuması nedeni ile hamsi göçe erken baÅŸladı ve gemimizin tersane hazırlıkları henüz tamamlanmadan kıyılarımıza ulaÅŸtı. Tabii gırgır filosu hamsi kıyılarımıza yaklaÅŸmaya baÅŸladığında avcılığa baÅŸladı. Bize ise sıcaklık haritalarından hamsinin batıdan doÄŸuya nasıl kayıyor olabileceÄŸini izlemekten baÅŸka yapacak birÅŸey kalmadı. Gemi tersaneden çıkıp, seferimize baÅŸladığımızda ise önümüzdeki seçeneklerden biri filoyu takip eden SÜMAE ekibindeki arkadaÅŸlarımızdan edindiÄŸimiz bilgi ışığında en hızlı ÅŸekilde filonun yoÄŸun olarak avlandığı Hopa kıyılarına ulaÅŸmak ve çalışmaya oradan baÅŸlamaktı. DiÄŸeri ise sıcaklık haritalarına ve hamsi hakkında bildiklerimize güvenerek çalışmaya hamsi için uygun sıcaklığı bulana kadar doÄŸuya ilerlemek ve çalışmaya oradan baÅŸlamaktı. Biz ikincisini seçtik ve çalışmaya Amasra önlerinden baÅŸladık. Ä°ki gün sonra SÜMAE ekibinden Hopa’da avcılığın bittiÄŸini ve filonun batıya kaymaya baÅŸladığını öÄŸrendiÄŸimizde doÄŸru karar verdiÄŸimizi anladık.

Bugün, Ayancık’tan sonra Ä°stavrit sürülerinin üzerinde gördüÄŸümüz ve yeni trol derinlik sensörü ile çok kolayca avladığımız hamsilerin yanı sıra Sinop açıklarında gündüz olmasına raÄŸmen avlanan gırgırlar da doÄŸru yolda olduÄŸumuzu kanıtladı. Herhalde ÅŸansımızın yaver gitmesinde teknenin her yerine taktığımız nazar boncuklarının da payı olmuÅŸtur. Bugünü deÄŸerli kılan olaylardan baÅŸka biri ise istavrit ve hamsi sürülerinin yanısıra artık çaçayı da ayırabiliyor olmamız. Serdar’ın “Bu çaçadır” diyerek echogram üzerinden gösterdiÄŸi sürüyü tanımlamak için attığımız ağın neredeyse tamamının çaça ile dolu gelmesi hepimizi sevindirmekle birlikte Serdar’a da ilk limandan bir bira kazandırdı

Ä°lgili Galeri için Tıklayınız.

 

 

Eklenme Tarihi : 01/12/2011

Hit : 2093